8 Mart 2013 Cuma

“Perilerin Dili; M ü z i k ”

Perilerin Dili;  M ü z i k
Herkesin anlayabildiği ve anlayabileceği yegane dildir müzik; dil ve ırk farketmeksizin direk olarak duygulara hitap eden bir şeydir… Resim, renklerin birleşmesinden; şiir, kelimelerin kaynaşmasından; müzik de kelimelerle anlatılamayan duygu, düşünce ve heyecanların,  seçilen en güzel seslerle anlatılması sanatıdır.

Aslında, musiki-musika-muzika-müzik kelimeleri Yunanca kökenlidir. Yunan alfabesinde m-o-u-s-a harfleriyle yazılan ve musa (dokuz ilham perisi olan 'Mousalar'dan türemiştir, akıl, düşünce, yaratıcılık gücü’ kavramlarını içeren “men” kökünden gelmedir. Bu kök, Zeus’un Mousaları üretmek için birleştiği Mnemosyne’nin adında da görülür) diye okunan peri anlamındaki kelimenin sonuna gelen –ike veya –ika takısı, o kelimeye konuşulan dil anlamını kazandırır; Elenika (Yunanca), Turkika (Türkçe), İtalika (İtalyanca) örneklerinde olduğu gibi. Musa’ya eklenen –ike takısı, peri sözcüğüne de perilerin konuştuğu dil anlamını verir. İslâmî terimle ise “meleklerin dili” anlamına gelen “musıki” denilmiştir (ta musiké, mûsikiye). 13.yüzyılda Mevlânâ,  müziğe “Elest Bezmi’nin âvâzesi” diyerek Allah’ın bezm-i elest te insanlara müzik ile seslendiğini, bu sebeple müziğin herkesin anlayabileceği, ruhlara hitab eden kutsal bir dil olduğunu ifade etmiştir. Bu durum, müziğe eski çağlardan itibaren batıda da doğuda da tanrısal özellikler atfedildiğini gösterir.

Yunanlı şair Hesiodos, ‘İşler ve Günler’ adlı eserinin musalara seslendiği kısmında: Selam size, Zeus’un kızları/Verin bana o büyülü sesinizi, /Kutlayın benim dilimden ölümsüzler soyunu, Onlar ki doğdular toprak ana ve yıldızlı gök’ten, karanlık gece’den, suları acı deniz’den. Söyleyin nasıl doğdu tanrılardan önce toprak, ırmaklar, şişkin dalgalarıyla engin deniz, Pırıl pırıl yıldızlar ve üstümüzdeki sonsuz gökler. /Sonra nasıl doğdu onlardan her varlığı borçlu olduğumuz tanrılar, Nasıl paylaştılar şanları şerefleri / Ve nasıl yerleştiler kıvrım kıvrım Olympos’a, anlatın bütün bunları, ey Musalar, Ta başından başlayıp anlatın/Ne vardı hepsinden önce anlatın” diye seslenir (Erhat 1997: 108).

Diğer adı Bakkhos olan Dionysos, Zeus ile Semele’nin oğludur. Bağ, şarap, ilham ve vecd tanrısıdır. Vecd, diğer eşanlamlarıyla ‘esrime’ ya da ‘trans’ durumunu tetikleyen etmenler arasında müzik/ritim ve uyuşturucu/ alkol bulunduğu göz önüne alındığı zaman, şarap ve vecdin müzikle olan ilişkisinin Dionysos ile destanlaştığı anlaşılır. Zeus’un karısı Hera’yı aldatarak, Semele’den Dionysos’u yapması nedeniyle, Hera’nın intikam almak için Dionysos’u delirttiği rivayet edilir. Euripides, Bakkhalar adlı tragedyasında, Dionysos’un Lidya, İran, Arabistan, Anadolu, Trakya gibi birçok bölgede gezindiğini anlatır (Euripides, 1944: 4-5). Bu anlatım, dini ayinlerini şarap ve müzik eşliğinde gerçekleştiren değişik toplulukların eski dönemlerden beri dünya üzerindeki varlığının ve yaşadığı bölgelerin masalsılaşması ile açıklanabilir.

Tragedyalardan davul, dümbelek, tef ve flütün Manisa-Sardes yöresindeki Dionysos törenleri sırasında kullanılan Anadolu kaynaklı sazlar olduğu anlaşılmaktadır. Dionysos dininin özünde bulunan vecd, kendinden geçme, coşku, taşkınlık Kybele törenlerinde de karışımıza çıkmaktadır: “Toprak-bereket efsanelerinin hepsinde görülen bu ölme dirilme motifi, Kybele kültünde bir takım vecit, kendinden geçme ve esrime hallerine karışmakta ve Ana Tanrıça tapımının özünde ola bir çeşit kurban töreniyle gerçekleşmektedir” (Erhat, 2008: 185). Bu, Dionysos'un Anadolu kaynaklı bir tanrı olduğunun en önemli kanıtıdır. Dionysos törenleri, insanlara yalnız mutluluk içinde yaşamayı değil iyi bir umutla ölmeyi de öğretmiştir. Yunanistan'da hiçbir bayram ve törenle karşılaştırılmayacak olan bu şölenler asmalar yeşermeye yüz tutunca başlar ve beş gün sürerdi. Bir barış ve kardeşlik havası eser, tutsaklar salıverilirdi. Halk açık havada, bir tiyatroda toplanır, oynanan oyunları izlerdi. Şairler, oyuncular ve şarkıcılara tanrının uşağı gözünde bakılırdı. Dionysos'un rahibi de tanrı adına bu şenliklere katılırdı (Fitzsimons, 2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.